Ekrem İmamoğlu, Türk siyaset sahnesinde son yılların en dikkat çekici figürlerinden biri oldu. Ancak siyasi kariyeri boyunca danışmanlarının stratejik hamlelerdeki eksiklikleri, İmamoğlu’nu sürekli olarak gereksiz savunma pozisyonuna düşürdü. Bunun en bariz örneklerinden biri, yaklaşık on yıldır gündemde olan yatay geçiş şaibesi iddialarına karşı hâlâ etkin bir cevap geliştirilememiş olmasıdır.
Bir siyasetçinin geçmişi üzerinden yapılan saldırılar, özellikle Türk siyasetinde oldukça yaygın bir yöntemdir. Ancak, bu tür saldırılarla başa çıkmanın en etkili yollarından biri, en baştan net ve sağlam bir karşılık vermektir. Ekrem İmamoğlu’nun ekibi ise bu konuda yetersiz kalmış ve İmamoğlu’nu yıllardır süren bir tartışmanın içinde savunmasız bırakmıştır.
Bu noktada danışmanların açıköğretim diploması gibi stratejik bir çözüm geliştirmemesi ise büyük bir hata olarak değerlendirilebilir. Eğer İmamoğlu, herhangi bir üniversiteden açıköğretim diploması almış olsaydı, eğitim sürecine dair spekülasyonlar çok daha kolay bertaraf edilebilirdi. Bunun yerine, danışmanlarının konuyu küçümsemesi veya görmezden gelmesi, bu tartışmanın yıllarca sürmesine sebep oldu. Oysa ki, stratejik düşünen bir ekip, bu tür krizleri öngörerek proaktif önlemler almalıydı.
Ekrem İmamoğlu’na yönelik eleştirilerin büyük bir kısmı, CHP’nin klasik siyaset yapma tarzı ve liderlik anlayışıyla da doğrudan ilişkilidir. Fakat bireysel olarak İmamoğlu, iletişim becerileri güçlü bir figür olmasına rağmen, arkasındaki danışman ekibinin eksiklikleri nedeniyle etkili bir kriz yönetimi sergileyememektedir. Bu durum, yalnızca yatay geçiş meselesinde değil, pek çok konuda kendini göstermektedir. İstanbul’u yönetirken yaşanan krizlerde, sosyal medyada verilen tepkilerde ve genel siyasi iletişimde bu eksikliklerin izleri net şekilde görülebilir.
Danışmanlarının stratejik hataları yalnızca kriz yönetimiyle sınırlı kalmamaktadır. Sosyal medyada verilen yanlış görüntüler de İmamoğlu’nu gülünç duruma düşürmektedir. Örneğin, son dönemde sıkça gördüğümüz yer sofrasında iftar pozu gibi yapay ve halktan kopuk algılanabilecek sahneler, İmamoğlu’nun doğal bir lider imajı çizmesini zorlaştırmaktadır. Danışman ekibi, samimiyetten uzak ve halkın gözünde yapay duran bu tür hamlelerle İmamoğlu’nun itibarını zedelemektedir. Siyasal iletişimde algının yönetimi son derece kritik bir konudur ve danışmanlarının bu tür gereksiz sosyal medya gösterileriyle İmamoğlu’nu eleştiriye açık hale getirmesi büyük bir stratejik yanlışlıktır.
Bugün gelinen noktada, Ekrem İmamoğlu’nun siyaset sahnesinde daha güçlü bir figür olarak varlık göstermesi için, danışman ekibini gözden geçirmesi kaçınılmaz bir gereklilik haline gelmiştir. Stratejik derinlikten yoksun bir kadroyla devam etmek, ilerleyen yıllarda onu daha büyük hatalara sürükleyebilir. 2028 seçimlerine giderken, İmamoğlu’nun yalnızca seçmenle değil, kendi ekibiyle de yüzleşmesi gerekiyor.
- Durbey Duran
- Lonca Medya Genel Yayın Yönetmeni
- beylikduzu.com.tr
- beylikduzu.tv